Karbonhidrat alımını sınırladığınızda, vücut enerji ihtiyacını karşılamak için depolanan glikojeni kullanmaya başlar. Bu durum, kan şekeri ve insülin seviyelerinin düşmesine neden olur, bu da genel sağlık üzerinde olumlu etkiler yaratabilir. Ancak bu beslenme tarzı sadece kilo vermek amacıyla ortaya çıkmadı. Aslında ketojenik diyet, 1920’lerde epilepsi hastası çocukları tedavi etmek için nörologlar tarafından geliştirildi. Amaç, beyni glikozdan mahrum bırakarak beyin kimyasını değiştirmek ve nöbetleri azaltmaktı.
William Banting: Düşük Karbonhidratlı Beslenmenin İlk Adımları
1800’lerin sonlarında, William Banting fazla kilolarıyla mücadele ediyordu. 1797’de Londra’da doğan Banting, cenaze organizasyonları yaparak hayatını kazanıyordu. Başarılı bir iş hayatı, ona rahat bir yaşam sunmuştu, ancak bu rahatlık fazla kilolar olarak geri dönmüştü.
Banting, kilo vermek için spor yapmaya karar verdi ve sabahları Thames Nehri’nde kürek çekmeye başladı. Bu, ona güç kazandırdı, ancak aynı zamanda iştahını artırdı ve daha fazla kilo almasına neden oldu. Tempolu yürüyüşler, aç kalmalar, buhar banyoları gibi birçok yöntemi denedi, ancak başarılı olamadı. Kiloları arttıkça, genel sağlık durumu da kötüleşiyordu. Sonunda, ayakkabı bağcıklarını bile bağlayamayacak duruma gelmişti. Çaresiz bir şekilde Dr. William Harvey’den randevu aldı.
Dr. Harvey, Paris’teki bir kongreden yeni dönmüştü ve orada duyduğu yeni diyet teorilerini denemek için istekliydi. Banting’in tıbbi geçmişini dinledikten ve bir gün boyunca neler yediğini öğrenmek için ondan bir liste aldıktan sonra, ona yeni bir diyet planı verdi. Bu plan, ekmek, tereyağı, süt, şeker, bira ve patates gibi gıdaları yasaklıyordu. Önerilen bu beslenme şekli, günümüzün popüler keto diyetine oldukça benziyordu.
Keto Diyetinin Yükselişi
Dr. Harvey’nin önerdiği diyet, Banting için bir dönüm noktası oldu. Banting, yeni diyetini uygulamaya başladıktan kısa bir süre sonra kilo vermeye başladı ve genel sağlık durumu düzeldi. Bu başarı, Banting’in diyetini başkalarıyla paylaşma isteği uyandırdı. 1863’te “Letter on Corpulence” adlı kitabını yayınladı ve bu kitap büyük ilgi gördü. Banting’in deneyimleri, düşük karbonhidratlı diyetlerin popülerleşmesine ve günümüzdeki ketojenik diyetin temel taşlarını oluşturmasına katkı sağladı.
Modern Ketojenik Diyetin Gelişimi
Ketojenik diyet, zaman içinde farklı şekillerde evrildi. 1920’lerde nörologlar, ketojenik diyeti epilepsi tedavisinde kullanmaya başladılar. Diyetin temeli, vücudu ketozis durumuna sokarak beyni glikoz yerine ketonlarla beslemekti. Bu, epilepsi hastalarında nöbet sıklığını ve şiddetini azaltmada etkili oldu.
Günümüzde, ketojenik diyet kilo verme, metabolik sağlık ve bazı nörolojik hastalıkların tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Diyetin popülaritesi, sağladığı hızlı kilo verme sonuçları ve enerji seviyelerini artırma potansiyeli sayesinde artmaya devam ediyor.
William Banting’in düşük karbonhidratlı beslenme denemeleri, modern ketojenik diyetin temelini attı. Ketojenik diyet, kilo verme ve sağlık üzerinde önemli faydalar sağlama potansiyeline sahip olsa da, her diyet gibi kişisel ihtiyaçlara ve sağlık durumuna göre uyarlanmalıdır. Dr. Harvey’nin önerdiği basit diyet planı, yıllar içinde gelişerek bugün milyonlarca insanın sağlıklı yaşam yolculuğunda önemli bir rol oynamaktadır.